Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve iklim değişikliği ile mücadele stratejileri üzerine önemli tartışmalara ev sahipliği yapacak. Detaylar için makalemizi okuyun.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi, 14 saat süren yoğun ve tartışmalı görüşmelerin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda onaylandı. Gün boyunca devam eden tartışmaların ardından, Bakan Murat Kurum, milletvekillerinin yönelttiği sorulara ve eleştirilere yanıt vermek üzere söz aldı.
Kurum, konuşmasına şu şekilde başladı:
Kurum, devamında şu bilgileri verdi:
Deprem konutlarının yapıldığı alanlardaki fay kırıkları ve zemin sıvılaşma riskleri konusuna değinen Bakan Kurum, “Biz, deprem dönüşümünü yaparken, kurduğumuz Afet Risk Kalkanı projesi çerçevesinde bilim insanlarının görüş ve önerilerini dikkate alarak çalışıyoruz. Önceliğimiz, en doğru yerlerde projeler geliştirmektir. Bu kapsamda, ülkemizin en aktif fay hatlarında mikrobölgeleme çalışmaları yürütüyoruz.” şeklinde yanıt verdi.
Kurum, bazı milletvekillerinin, deprem konutlarının yapılamayacağına dair iddialarının kesinlikle doğru olmadığını vurguladı:
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya’ya yeterli yardım yapılmadığına dair eleştirilerine de cevap veren Kurum, “Malatya merkez ve ilçelerinde 2023 ve 2024 yılları arasında 1 milyar 577 milyon lira hibe verdik. Bunun yanı sıra, uluslararası finansman kapsamında Malatya’ya 6 buçuk milyar lira hibe desteği sağladık.” ifadelerini kullandı.
Erzincan İliç’teki maden faciası ile ilgili olarak Bakan Kurum, “Kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye bir hukuk devletidir. Bakanlıklarımızın görevlerini yerine getirirken, her zaman yasal çerçevede hareket ediyoruz.” dedi. Ayrıca, bu işletmenin ruhsatlandırılması sırasında 22 farklı kurumdan olumlu görüş alındığını belirtti:
Kaz Dağları ÇED Süreci hakkında yargı sürecinin devam ettiğini belirten Kurum, “Cumhuriyet tarihinin en büyük ağaçlandırma seferberliğini gerçekleştirmiş olan bir siyasi hareketin mensubuyum. Doğal yaşamı korumak için elimden geleni yapacağım.” dedi.
Munzur Vadisi’nin doğal statüsüne ilişkin ise, “Koruma oranlarımızı 800 kat artırdık. Hazineye ait arazilerin rastgele satıldığı iddialarını kesinlikle reddediyoruz. Bu araziler, hak sahiplerine doğrudan satılmakta veya kiraya verilmektedir.” açıklamasında bulundu.
İzmir Körfezi hakkında ise, “Beni ayrımcılıkla suçluyorsunuz. Ancak ben göreve geldikten sonra, İstanbul, Ankara, İzmir gibi tüm belediye başkanlarının randevu taleplerine yanıt verdim.” dedi.
Kurum, kayyumlar konusuna da değinerek, “Halkın iradesini gaspedildi demek, en açık ifadeyle akıl tutulmasıdır. Seçmenin iradesini hiçe sayanlar, kendilerine oy verenlere hizmet yerine terör örgütü mensubu gibi davranmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Kurum, EMEP Milletvekili Sevda Karaca’nın, “Sizin vatanseverliğiniz yabancı maden şirketlerinden aldığınız komisyon kadar” sözlerine de sert bir şekilde yanıt vererek, “Bu çirkin iftira ve hazımsızlık, saygısızlığın kanıtıdır. Haddinizi bileceksiniz.” dedi. Karaca, Kurum’un bu sözlerini kabul etmeyerek, “Bu terbiyesizlik bir bakan tarafından ifade edilemez.” yanıtını verdi.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Sevda Hanım’a karşı yapılan üslup doğru değil. Burada bir parlamentere ‘terörist’ demek, kabul edilemez.” derken, CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de, “Burada bir milletvekiline bu şekilde hitap edilmemeli. Bu tarz bir üslup, Parlamento’ya yakışmıyor.” diye konuştu.
İYİ Parti Plan Bütçe Komisyon Sözcüsü Erhan Usta ise, “Burada bir milletvekili olarak, başka bir milletvekiline karşı böyle ifadeler kullanılması, son derece yanlış ve yakışıksız.” dedi.