Özgür Özel’in Edirne Cezaevi ziyareti sırasında kadına yönelik şiddetle mücadeleye dikkat çektiği önemli anları keşfedin. Bu ziyaretin toplumsal etkileri ve kadın hakları konusundaki çağrıları hakkında detaylı bilgiler burada!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, beş günlük doğu turuna çıkmadan önce, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etmek amacıyla Edirne F Tipi Cezaevi’ne geldi. Ziyaret öncesinde Demirtaş’ın avukatı Ramazan Demir, Özel’e “Arafta Düet” adlı kitabı ve Demirtaş’ın kaleme aldığı çağrı metnini takdim etti. Demirtaş, çağrı metninde son zamanlarda artan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırılar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Kadınların, erkeklere seslenerek isyan ettiklerini ve mücadele ettiklerini vurguladı. Özel, cezaevine girdikten sonra Demirtaş ve Mızraklı ile bir araya geldi.
Demirtaş, çağrı metninde şu ifadelere yer verdi:
“Zihniyetimizle Yüzleşme Çağrısı”
Bu çağrı, ben dahil tüm erkeklere, kendi zihniyetimizle yüzleşme çağrısıdır. Kadınlara yönelik cinayetler, şiddet, tecavüz ve taciz vakaları artık dayanılmaz bir vahşet boyutuna ulaştı. Kadınlar için sokaklar, iş yerleri, okullar, hastaneler hatta yaşadıkları ev bile cehennem azabına dönüşmüş durumda. Bu nedenle toplumsal kaygılarımız giderek artıyor.
“Erkeklerin de Elimizi Taşın Altına Koymamız Gerektiği Açık”
Bir erkek olarak bu konuda çağrı yapmak bile zor geliyor çünkü cinsiyet olarak fail olan tarafta yer aldığımı biliyorum. Kadınların maruz kaldığı şiddet, sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir sorunun yansımasıdır ve bu soruna karşı mücadeleyi sadece kadınların omzuna yüklemek yerine, biz erkeklerin de üzerimize düşeni yapmamız gerektiği aşikardır.
“Erkek Egemen Zihniyeti Adım Adım Biz Yarattık”
Buradan tüm erkeklere sesleniyorum; sadece bir dakika durup düşünelim. Suçu ve suçluyu başka yerde aramayalım. Bu düzenin yaratılmasında, şiddeti besleyen zihniyetin oluşmasında, söylemlerimizle ve eylemlerimizle hepimizin payı var. Sorgulamaya ve değişime kendimizden başlamalıyız. Biz erkekler doğuştan bu kadar vahşi, barbar ve acımasız değiliz. Erkek egemen zihniyeti adım adım biz oluşturduk ve bu şiddet döngüsünün kurulmasında bizler sorumlu olduk. Dolayısıyla eşit, adil ve güvenli bir yaşam inşa edilmesi için sorumluluğumuz büyük. Kalıcı bir çözüm bulmak için, erkeklerin bu konudaki sorumlulukları sessiz kalmanın ötesinde, hem özeleştiri yapmak hem de sistemi dönüştürmeye yönelik taleplere destek olmaktır. Ancak bu destek, kadınlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir dil yerine, onların yanında yer alarak ve dinleyerek verilmelidir.
“Kadınlar İsyan ve Feryat Ediyor”
Unutmayın; kadınlar biz erkeklere sesleniyor, isyan ediyor, feryat ediyor ve mücadele ediyorlar. Biz de kendimizle samimiyetle yüzleşerek, kadınların mücadelesine omuz vermeliyiz.
“Kadınların Çığlığını Duyuyoruz” Diyelim
Bu utanca, bu vahşete ve barbarlığa ortak olmak istemeyen tüm erkeklere çağrımdır; gelin her yerde yüksek sesle, “Kadınların çığlığını duyuyoruz.” diyelim.
Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, ziyaretimize gelen Sayın Özgür Özel’e, tüm siyasi parti liderlerine, milletvekillerine, yargı mensuplarına, barolara, belediyelere, sivil toplum örgütlerine ve güvenlik bürokrasisine çağrıda bulunuyorum: Acil ve etkili tedbirler almak için lütfen iş birliği yapın ve kadınların isyanını, haklı taleplerini duyun. Siyasetteki erkek egemen dili, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek işe başlayalım.
“Özgürlük ve Demokrasi Herkes İçin Hayata Geçmeden Barış da Sağlanamaz”
Toplumsal barışı inşa etmek istiyorsak, gelin önce buradan başlayalım. Çünkü özgürlük ve demokrasi, herkes için hayata geçmeden barış da sağlanamaz.