DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çerkezoğlu, çalışanların yaşam standartlarını yükseltmek için gerekli adımları vurgulayarak, sosyal adaletin sağlanması gerektiğini belirtti.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının yapıldığı Çalışma Bakanlığı önünde önemli açıklamalarda bulundu. Çerkezoğlu, asgari ücretin yaşam standartlarını karşılamadığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Herkes asgari yaşasın, asgari ücretle geçinsin. İşte bu düzene itiraz etmek için bugün burada, Çalışma Bakanlığı önündeyiz. Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Aileleriyle birlikte milyonlarca işçi, emekçi ve emekli, bu ülkenin tüm değerlerini üretenler geçinemiyoruz!”
Asgari ücretin yanı sıra tüm ücretlerin, her geçen gün hayat pahalılığı karşısında eridiğine dikkat çeken Çerkezoğlu, alım gücünün giderek düştüğünü belirtti. Çerkezoğlu, “Bugün masada konuşulanlar ve ifade edilmeyen rakamlar, işçinin karnını doyurmuyor. İktidarın sorumluluktan kaçma tutumu, gerçeklerle bağdaşmıyor,” diyerek durumu eleştirdi.
“Bir kez daha Çalışma Bakanlığı’nın önünde altını çizerek söylüyoruz: Geçinemiyoruz! Geçinemiyoruz! Geçinemiyoruz! Sefalet ücreti istemiyoruz!”
Asgari ücretteki rakam tartışmasının anlamını yitirdiğini ifade eden Çerkezoğlu, “İşçilerin, emekçilerin ve emeklilerin insanca yaşayacağı bir ortam yaratılmadan, zengini daha zengin yapan bu düzen değişmeden, bu masadan çıkacak herhangi bir rakam, işçinin geçim derdini asla çözmeyecektir,” dedi.
Çerkezoğlu, asgari ücret meselesinin sadece ekonomik bir konu değil, aynı zamanda politik bir mesele olduğunu belirterek, “Asgari ücret, milyonlarca insanın meselesidir. Bu durum, memleketin geleceğiyle doğrudan ilgilidir. Ücretlere dair tarafların yaklaşımı, nasıl bir ülke istediğimizin ve nasıl bir ülke hayal ettiğimizin göstergesidir,” şeklinde konuştu.
Karşı karşıya kalınan asıl sorunun, “Sendikal haklarla ve toplu sözleşme kapsamının genişletilmesiyle tüm emekçilerin haklarını aldığı, emeği, ekmeği ve geleceği hakkında söz sahibi olduğu, ürettiğimiz değerin hakça paylaşıldığı, adaletin ve demokrasinin olduğu bir Türkiye mi? Yoksa uluslararası piyasalarda ucuz ve güvencesiz işçi cenneti olarak pazarlanacak bir ülke mi?” olduğunu vurguladı.